Niğde
NİĞDE MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜ
İletişim bilgileri:
Adres: Yukarı Kayabaşı, Dışarı Cami Sk. No:11, 51000 Merkez / NİĞDE
Tel: 0 388 232 33 90
E-Posta: nigdemuzesi@ktb.gov.tr
Sorumlu olduğu il/ilçe:
Niğde İli ve İlçeleri
Bağlı Olan Birimler:
Niğde Müzesi
Gümüşler Manastırı
Andaval Örenyeri
NİĞDE MÜZESİ
Adres: Yukarı Kayabaşı, Dışarı Cami Sk. No:11, 51000 Merkez / NİĞDE
Niğde Müzesi’nde, Orta Anadolu arkeolojisinin Paleolitik çağdan başlayarak kronolojik düzenle sunulduğu 6 teşhir salonu bulunmaktadır.
1.SALON: Paleolitik ve Neolitik Çağa tarihlenen Kaletepe Obsidyen Atölyesi kazılarında ve Neolitik Çağa tarihlenen Pınarbaşı Höyük, Köşk Höyük ve Tepecik Höyük kazılarında bulunan obsidyen aletler ile Neolitik ve Kalkolitik Çağ'ın önemli merkezi durumundaki Köşk Höyük kazılarından ele geçirilen ünik eserler, mezar buluntuları, tanrı ve tanrıça heykelcikleri, antropomorfik vazo ile M.Ö. 4883 yılına tarihlenen “Köşk Höyük Kalkolitik Ev”inin birebir kurgusu teşhir edilmektedir. Bu nedenle de salon, “Köşk Höyük Salonu” olarak adlandırılır.
2. SALON: Eski Tunç Çağına (M.Ö.3.bin) tarihlenen Göltepe Höyüğü kazılarında ele geçen madenci köyü buluntuları ile höyüğün karşısında yer alan Kestel kalay maden ocağındaki galeri girişi teşhir edilmektedir. Maden galeri girişi önünde ve yanlarında aslına uygun cevher zenginleştirme aletleri, potalar ve madenci kaplarının kurgulamaları yapılmıştır. Galeri girişinin hemen yan tarafında ise bir küp mezar içerisinde hoker tarz gömüt ve ölü hediyeleri teması işlenmiştir.
Salonda ayrıca, Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nın (2.bin) önemli merkezi olan Acemhöyük (Puruşhanda) kazısında açığa çıkarılan saray buluntuları sergilenmektedir.
3.SALON: “Geç Hitit-Frig Salonu” (M.Ö.1.bin) Hitit İmparatorluğunun yıkılmasından sonra, Anadolu’da ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletlerinden Nahita ve Tuvanuva krallıklarına ait fırtına ve bereket tanrısı stelleri, Hitit Hiyeroglifiyle yazılmış kitabeler, Kaynarca Tümülüsü buluntuları, Frig dönemi seramikleri Göllüdağ Geç Hitit yerleşmesinin hava fotoğrafları ve “Göllüdağ Aslanı” sergilenmektedir.
4. SALON: Helenistik, Roma ve Bizans Dönemi buluntularına ayrılmıştır. Salonun bir bölümünde; Tepebağları, Porsuk Höyük ve Acemhöyük kazılarında ele geçirilen buluntular ile pişmiş toprak ve cam eserler, mühür baskıları, Roma Dönemi Heykelcikleri ve Bizans Dönemi eserleri yer almaktadır.
Salonun diğer bir bölümünde ise, Tyana’da açığa çıkarılan ve M.S. 2-3. yüzyıllara Roma İmparatorluk Dönemine tarihlenen heykeltıraşlık eserleri ile mezar stelleri sergilenmektedir.
5. SALON: Sikke ve mumyalar teşhir edilmektedir.
A-Sikke Bölümü: Grek, Helenistik, Roma, Bizans ve İslami-Osmanlı dönemi sikkeleri, Selçuklulardan kalma gümüş define ile Kapadokya Krallığına ait Tepebağları definesi yer alır.
B-Mumya Bölümü: Aksaray Ihlara Vadisi’nde bulunan “Rahibe Mumyası” (10.yy.) ile Çanlı Kilise’den çıkarılan 4 adet çocuk mumyası (10.yy.) sergilenmektedir.
6. SALON: “Etnografik Eserler Salonu” silahlar, el yazmaları, yazı takımları, aydınlatma araçları, halılar, kilimler, âlemler, takılar ile Kaçar Türklerine ait bir sini teşhir edilmektedir. Salonda birde geçen yüzyılda Niğde evinde akşam yemeği hazırlık teması oluşturulmuştur.
GÜMÜŞLER MANASTIRI VE ÖRENYERİ
Adres: 51310 Gümüşler/Niğde Merkez / NİĞDE
Niğde’ye 8 km uzaklıktaki Gümüşler Kasabasında yer alan Gümüşler Manastırı ve Yeraltı Şehri Bizans sanatının en güzel ve korunmuş eserlerinden birisidir. 1973 yılında arkeolojik sit alanı olarak kabul edilen ören yeri; oldukça büyük ve geniş bir kaya kütlesinin içine kazınmıştır. Kaya kütlesinin Doğu ve Güneye bakan yüzünün uzunluğu 1.5 km kadardır. Komple kaya olan ön cephe yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır.Manastır 8-12. yüzyıllar arasında ana kayadan oyularak yapılmıştır. Bir orta avlu ve bu avluya bağlanan kilise, yeraltı mekanları vb. müştemilattan oluşur.Avlunun dik duvarlarının yüksekliği 14 metre kadardır. Kuzeydeki büyük oda ve orta avlu tabanı mezarlık olarak kullanılmıştır. Avlunun güney tarafında iki katlı yeraltı şehri ve batısında ise kilise yer almaktadır.Kapalı Yunan haçı planlı kilisenin içinde ana kayadan oluşturulmuş dört sütununun üzeri sıvanmış ve rozet motifleriyle bezenmiştir. Kilisenin duvar resimlerinde en az üç farklı ustanın çalıştığı düşünülmektedir. Ana apsisteki üç şerit halindeki resimlerin en üstünde Deesis sahnesi ile İncil yazarlarının sembolleri, en alttaki şeritte ise Kayserili Büyük Basileios, Nyssa’lı (Nevşehir) Gregorios, Naziyanz’lı(Bekarlar-Aksaray) Gregorios gibi kilise babalarının resimleri yer almaktadır.Kuzey haç kolundaki Meryem’e Müjde, İsa’nın doğumu ve Tapınağa Taktimi sahneleri ile Vaftizci Yahya ve Aziz Stephanos figürleri ikinci bir sanatçının elinden çıkmış olmalıdır.İç narteksten naosa giriş kapısının güneyindeki Meryem ve çocuk İsa ile iki yanlarındaki baş melekler Gabriel ve Mikael figürleri üçüncü sanatçıya aittir.Narteksin üstündeki bir odanın duvarlarında Kapadokya’da örneği görülmeyen, av sahneleri ile çeşitli hayvanlardan oluşan bir kompozisyon dikkat çekmektedir. Kilisedeki resimlerin ikonografik ve üslup özelliklerine göre 11. ve 12. yüzyıllara tarihlendirmek mümkündür.ANDAVAL ÖRENYERİ
Adres: Yeni Mahalle Aktaş Kasabası Merkez / NİĞDE
Efsaneye göre, Büyük Konstantin’in annesi Helena, 4. yüzyılın ilk yarısında, kutsal topraklara, yaptığı hac ziyareti sırasında bölgede bazı kiliseler inşa ettirmiştir. Ancak gönümüzde bazı yayınlarda “Kontantin bazilkası” olarak bilinen kilisenin bu kiliselerden biri olmadığı düşünülmektedir. Mimari plan özellikleri göz önünde alındığında, günümüze gelen kilise ise (Konstantin ve Helena Kilisesi), Helena’nın yaptırdığı kilisenin yerinde veya yakınında, daha sonraki bir dönemde (büyük olasılıkla 5. veya 6. yüzyılda) inşa ettirilmiş olmalıdır.Kilisenin ilk yapısı 5. veya 6. yüzyıllara Bizans mimarisinde yaygın olarak uygulanan düz ahşap çatılı, üç nefli, tek apsisli Helenistik bazilika planlıdır. 8. ve 9. Yüzyıllardaki Arap akınları sırasında kilise büyük tahribat görmüş, olasılıkla yakılmış ve daha sonra örtü sistemi kagir beşik tonoza dönüştürülmüştür.Kilisenin günümüze ulaşabilen orta nef batı duvarı ve pencere kemerlerinde, orta nefi kuzey neften ayıran duvar ve tonoz başlangıçlarında duvar resimleri (fresko ve secco tekniğiyle yapılmış dini konulu resimler) yer almaktadır.Bu resimleren erken 11. ve en geç 13. yüzyıllar arasında boyanmış olmalıdır. Kilisenin yıkılan duvarlarında ve apsis yarı kubbesinde günümüze gelemeyen resimler hakkında ise farklı görüşler öne sürülmektedir.MÜZEKART VE BİLET ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ.